BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ANLATILARINDA DOĞA TASVİRLERİ: EKOKRİTİK BİR YAKLAŞIM

Yazar: ÖNDER ÇETİN
Danışman: PROF. DİLEK DİRENC
Yer Bilgisi: Ege Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı
Konu: İngiliz Dili ve Edebiyatı

Doktora Tezi (2012)

“1990’li yıllarda ortaya çıkan ekolojik eleştiri kuramı edebiyat eserlerini doğa bilinci çerçevesinde inceler ve analiz eder. Irk, cinsiyet ve toplumsal sınıf gibi sosyal, biyolojik ve kültürel kategoriler dışında, ekolojik eleştirinin odak noktası, yaşayan varlıklara hayat veren fiziksel çevre olmuştur. Doğa ve çevre hakkında farkındalık yaratmak için ekolojik eleştiri kuramı, doğa ve insan arasındaki temsilleri edebiyat eserlerindeki göndermeleriyle inceler. Bu çalışmanın amacı, Birinci Dünya Savaşı edebiyatını ekolojik eleştiri kuramı çerçevesinde incelemektir. 1930’lu yıllarda savaş hakkında yazılmış üç otobiyografi Undertones of War, Memoirs of an Infantry Officer, ve Good-bye To All That ayrıntılı olarak incelenmiştir. Ekolojik eleştiri kuramı disiplinlerarası çalışmalara açık bir kuramdır. Kuramın bu özelliği onun esnekliğiyle alakalıdır çünkü açık olarak çevre eleştirisi yapan bir metinden, doğa-insan ilişkisine gönderme yapan herhangi bir metne kadar geniş bir yelpazede farklı metinler ekolojik eleştiri kuramının inceleme konusu olabilir. Bu varsayıma göre, incelenen otobiyografilerde doğa tasvirlerinin yan anlamları ve çevrenin yok edilmesine yapılan göndermeler, ekolojik eleştiri kuramının odağı olacak kadar önemli birer boyut oluşturur. Birinci Dünya Savaşı’nın diğer bir yönü de savaştan sağ kurtulanların belleklerine kazınan travmatik anılardır. Bu çalışma öncelikle travma ve ekolojik eleştiri kuramlarına dayanarak incelenen yazarların travmatik savaş deneyimleriyle başa çıkabilmek için doğaya döndüklerini tartışmaktadır. İkinci olarak, bu çalışma, yine travma kuramı kapsamında, yazarların travmatik savaş anılarının etkisinden bir derece olsun kurtulmak için otobiyografilerini kaleme aldıklarını ileri sürmekte ve eserlerdeki doğa tasvirlerinin de bu yazarların savaş sırasında yaşadıkları travmaların bir yansıması olduğunu tartışmaktadır. Son olarak, bu çalışma, yazarların doğanın ve çevrenin savaş nedeniyle yerle bir olmasına verdikleri tepkileri ekolojik eleştiri kuramı çerçevesinde değerlendirmiştir. Her ne kadar büyük bir çevresel yıkıma sebep olmuş Birinci Dünya Savaşı’nın birer parçası da olsalar, incelenen yazarların verdikleri tepkiler onların doğaya ve çevreye karşı duyarlı birer insan olduklarını göstermiştir. Bu çalışmanın iki önemli yönü vardır. Bunlardan bir tanesi, doğanın insanın akıl sağlığı üstündeki etkisini otobiyografilerde incelemektir. Bu bağlamda, insan doğanın bir parçasıdır ve insanın ekolojik sistemdeki yeri doğanın üstünde değildir. İncelenen yazarların travmatik savaş deneyimleriyle başa çıkabilmek için doğaya dönmeleri yukarıdaki ifadenin bir işaretidir. İkinci önemli nokta ise Birinci Dünya Savaşı’nın ilk endüstriye ve teknolojiye dayalı savaş olmasıdır. Birinci Dünya Savaşı insanlık tarihindeki son savaş olmamıştır fakat küresel düzeyde doğanın ve çevrenin tahrip edildiği ilk savaş olmuştur. Bu açıdan bakıldığında Birinci Dünya Savaşı’nın sadece Batı Cephesinde verdiği zarar göz önünde bulundurularak günümüz teknolojisiyle yapılacak bir savaşın hem çevreye verilecek zarar hem de insan kaybının ne derece fazla ve geri dönülemez olacağına dikkat çekilmektedir.”