KÂZIM KARABEKİR’İN SİYASAL HAYATI

Yazar: ALİ ÇİFTÇİ
Danışman: PROF.DR. SİNA AKŞİN
Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Yönetimi Anabilim Dalı
Konu: Kamu Yönetimi

Doktora Tezi (2005)

“Kâzım Karabekir, 1882 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1900 yılında Kuleli Askerî Lisesi’nden mezun olduktan sonra aynı yıl Harbiye Mektebi’ne girmiştir. 1902 yılında Harp Okulu’nu bitiren Karabekir 1903 yılında Erkân-ı Harp Mektebi’ne (Harp Akademisi) başlamıştır. Karabekir, 1905 yılında sınıf birincisi olarak Harp Akademisi’ni bitirmiş ve kurmay yüzbaşı olarak mezun olmuştur. 1906 yılında Manastır’da staj görevine başlamıştır. Karabekir, aynı dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Manastır’daki örgütlenmesine katkıda bulunmuştur. 1908 yılı sonlarından itibaren İTC’nin partileşmesini gerekçe göstererek bu Cemiyetle ilişkilerini koparmıştır. Karabekir, 1909 yılındaki 31 Mart İsyanı’nın bastırılmasında görev almıştır. 1912 yılında çıkan Balkan Savaşı’nda birkaç ay Bulgaristan’da esir olarak kalan Karabekir, Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Irak ve Kafkasya Cephelerinde savaşa katılmıştır. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra Karabekir İstanbul’a çağırılmıştır. Kısa bir süre Tekirdağ’da askerî görevde bulunan Karabekir, işgale karşı millî bağımsızlık savaşının başlatılması düşüncesiyle kendisini Erzurum’a tayin ettirmiştir. 3 Mayıs 1919’da 15. Kolordu Komutanı olarak Erzurum’a gelmiştir. Türk Kurtuluş Savaşı’na, Erzurum’da Doğu Cephesi Komutanı olarak büyük bir katkıda bulunmuştur. Karabekir, aynı zamanda 1920 yılının Nisan ayında Edirne’den milletvekili seçilmiştir. Bu onun Birinci Devre Siyasal Hayatının da başlangıcı olmuştur. Zaferden sonra Ankara’ya gelen Karabekir yasama çalışmalarına katılmaya başlamıştır. 1923 yılında bu defa İstanbul’dan milletvekili seçilmiştir. Karabekir, cumhuriyetin ilanı, halifeliğin kaldırılması… v.s. gibi bazı konularda Mustafa Kemal Atatürk ile görüş ayrılığına düşmüştür. Kendisi, toplumsal değişmenin yavaş ve toplumu ikna ederek gerçekleşmesinden yanadır. Bundan başka Karabekir, yeni dönemde kendisine gereken değer ve önemin verilmediğini düşünmektedir. Kâzım Karabekir, 1924 yılının Ekim ayında, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın karşısında ilk muhalefet partisi olarak kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Genel Başkanı seçilmiştir. TCF, Paşaların muhalefetini, liberal ve muhafazakâr çevreleri ve Birinci Meclis’teki İkinci Grupla bir ölçüde eski İttihat ve Terakki yanlılarını temsil etmektedir. TCF Hükümetçe 1925 yılının Haziran ayında kapatılmıştır. Kâzım Karabekir, 1926 yılı içinde Atatürk’e yönelik olarak hazırlanan İzmir Suikast Girişiminden haberdar olduğu iddiasıyla İstiklâl Mahkemesinde yargılanmış ve aklanmıştır. 1927 yılında TBMM’nin İkinci Devresinin sona ermesi ile Karabekir’in de Birinci Devre aktif siyasal yaşamı sona ermiştir. O, 1927 ile 1939 yıllan arasında bir yalnızlık dönemi yaşamıştır. Bu dönemde anılarını düzenlemek ve basında yapılan Millî Mücadele eksenli tartışmalarda kendisini savunmakla meşgul olmuştur. Atatürk’ün ölümünden sonra Karabekir tekrar siyasete girmiş ve 1938 yılı sonunda CHP İstanbul milletvekili seçilmiştir. Bu, onun İkinci Devre Siyasal Hayatının başlangıcıdır. Bu dönemde CHP ile uyum içinde bulunmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nı yakından izlemiş, Parti Grubu ve Meclis çalışmalarına aktif olarak katılmıştır. Karabekir, 1943 ve 1946 seçimlerinde de CHP İstanbul milletvekili seçilmiştir. Türkiye’de, 1946’da çok partili sisteme geçilmiştir. Türk siyasal hayatına Demokrat Parti (DP), CHP’nin alternatifi olarak girmiştir. Karabekir, Demokrat Parti’yi CHP’nin iyi bir alternatifi olduğunu düşünmemiştir. Daha sonra, 1946 yılının Ağustos ayında Demokrat Parti’nin karşısında CHP’nin adayı olarak TBMM Başkanı seçilmiştir. Kâzım Karabekir, 26 Ocak 1948 tarihinde TBMM Başkanı iken ölmüştür. Öldüğü sırada 3 kız çocuğu hayatta bulunuyordu.”