TÜRK JANDARMA TEŞKİLÂTI (1908-1923)

Yazar: NECDET KOPARAN
Danışman: PROF.DR. YAVUZ ERCAN
Yer Bilgisi: Ankara Üniversitesi / Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü
Konu: Kamu Yönetimi; Türk İnkılap Tarihi

Yüksek Lisans Tezi (2007)

“Devletin bekasını sağlamada en önemli rolü oynayan ve tarihi gelişimi içerisinde çeşitli adlarla anılan ‘Ordu’ ve ‘Güvenlik Kuvvetleri’nin kuruluş tarihi; insanların toplu halde yaşamaya başladığı veya devletlerin kurulduğu tarih olarak kabul edilir. Türkler halkın güven içinde yaşaması için zamanın şartlarına uygun yasalar çıkarmış ve bu yasaların uygulanması için gerekli güvenlik teşkilatlarını da kurmuşlardır. Osmanlı Devleti zamanında zabıta hizmetleri ise Yeniçeri Ocağının kaldırılışına kadar çeşitli isimler altında değişik birimler tarafından yürütülmüştür. 1839 yılında Tanzimat Fermanı yayınlanması ile diğer devlet kuruluşlarında yapılan ıslahat hareketlerine paralel olarak, zabıta hizmetlerinde de yeni bir düzenleme yapılmış ve bugünkü anlamda ilk Jandarma Teşkilatı oluşturulmuştur. 14 Haziran 1869 tarihine kadar, yasal dayanağı olmaksızın tamamen emirname, ferman ve fetvalarla yürütülen zabıta hizmetlerine, bu tarihte çıkarılan Asakir-i Zaptiye Nizâmnâmesi ile hukukûlik kazandırılmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden Osmanlı Devleti’nin yenik çıkması üzerine ordu da yapılan ıslahat hareketleri sonrasında jandarmanın ıslahı için de ‘tensikheyeti’ adı altında yabancı subayların gelmesine izin verilmiştir. II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ile birlikte idari teşkilatta ve orduda yeniden başlayan reorganizasyona paralel olarak, Jandarma teşkilatında da reorganizasyon faaliyetleri başlatılmış ve bunun neticesinde ilk Jandarma Subay Okulu Selanik’te açılmıştır. Birinci Dünya Savaşı başlamadan önce, Anadolu’da mevcut Jandarma birliklerine ilaveten kıyı gözetleme ve asayişten sorumlu olmak üzere seyyar jandarma taburları teşkil edilmiştir. Gerek Birinci Dünya Savaşı’nda gerekse İstiklâl Savaşı’nda bu taburlar ve diğer jandarma birlikleri ordu saflarında aldıkları görevleri en iyi şekilde yerine getirmişlerdir. Jandarma, İstiklâl Savaşı süresince ülkenin içinde bulunduğu ağır koşullara ve teşkilatın lojistik güç yönünden çok yetersiz bir düzeyde bulunmasına rağmen hem cephede savaşan birliklerin geri emniyetini temin etmiş, hem de halkın ırz ve namusu ile can ve mal güvenliğini sağlayarak ulusun ve vatanın bütünlüğüne önemli katkılarda bulunmuştur.”