1917-1918 OSMANLI-BOLŞEVİK İLİŞKİLERİ

Yazar: CELAL CEM OĞUZ
Danışman: Y.DOÇ.DR. HAKAN KIRIMLI
Yer Bilgisi: İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü
Konu: Tarih; Uluslararası İlişkiler

Yüksek Lisans Tezi (1998)

“Rusya’ya karşı ‘yalnız kalmamak’ kaygısı Osmanlı Hükümeti’nin Birinci Dünya Savaşı’na İttifak Devletleri tarafında girme kararını almasında birinci dereceden rol oynamıştır. Öte yandan, bu ülkede yaşayan Müslümanların Rus boyunduruğundan kurtarılması Osmanlı Genelkurmayı’nın Rusya’ya dönük savaş hedeflerinin ana temasını oluşturmuştur. Fakat, savaşın hemen birinci yılında Doğu Cephesi’nde yaşanan Sarıkamış felaketi bu taşanların gerçekleştirilmesine önemli bir ket vurduğu gibi, hatırı sayılır bir Osmanlı arazisinin Rus ordusu tarafından işgaline meydan vermiştir. 1917 Şubat’ında Rusya’da patlak veren devrim ve Ekim ayında Bolşevikler’in iktidarı ele geçirişi Osmanlı yöneticilerine bütün bu olumsuzlukları telafi etme ve savaşın başında şekillenen stratejik hedefleri gerçekleştirebilme yönünde hayati bir fırsat sunmuştur. 1917-1918 yıllan arasında Osmanlı Hükümeti’nin izlediği Rusya politikasının iki önemli ayağı vardır. Kısa vadede Rus işgali altındaki Doğu vilayetlerinin kurtarılması ve şartların izin verdiği ölçüde ilave toprak ele geçirilmesi amaçlanmıştır. Rusya ile imzalanan Brest-Litovsk Andlaşması ile bu hedef başarıyla gerçekleştirilmiştir. Uzun vadede ise, Osmanlı yönetimi, Kafkaslar’ da gelecekteki Rus saldırılarına engel olacağı düşünülen tampon devletler kurdurmayı planlamıştır. Bu amaçla Brest Andlaşması’nı müteakip günlerde Osmanlı Ordusu’nun bölgedeki askeri harekatları devam etmiştir. Osmanlı devleti Kafkas halklarının Rusya’dan ayrıldıklarını ilan etmeleri için hem askeri hem de politik yönden büyük bir baskı göstermiştir. İlerleyen günlerde Kuzey Kafkasya da bu kapsama alınmış, hatta İç Rusya ve Türkistan bölgelerinde yaşayan Müslümanların da istiklallerine kavuşturulmalarının planlan yapılmıştır. Dolayısıyla, savaşın son iki senesinde Bolşevik ve Osmanlı hükümetleri arasındaki ilişkilerin ana konusunu Osmanlı Hükümeti’nin Kafkasya’ya ve Rusya Müslümanları’na dönük tasarrufları teşkil etmiştir. Osmanlı Hükümeti’nin bu yöndeki emelleri sadece Rusya ile anlaşmazlıkların doğmasına sebebiyet vermemiş, aynı zamanda Almanya ile de önemli siyasi çatışmaların temelini oluşturmuştur.”